AİHM’nin Demirhan ve Diğerleri Kararının Hukuk Devleti İlkeleri Bağlamında Analizi

by editorA

AİHM’nin Demirhan ve Diğerleri Kararının Hukuk Devleti İlkeleri Bağlamında Analizi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 22 Temmuz 2025 tarihinde açıkladığı “Demirhan ve diğerleri v. Türkiye” kararıyla, Türkiye’deki “ByLock” kullanımı nedeniyle terör örgütü üyeliğinden mahkum edilen 239 kişinin haklarının ihlal edildiğine hükmetti.

Bu karar, bir taraftan AİHM’in 2023’teki “Yüksel Yalçınkaya v. Türkiye” pilot kararı sonrasında gelen ilk toplu ihlal kararı olması nedeniyle büyük önem taşırken, diğer taraftan Türkiye’deki “ByLock” kullanımı nedeniyle binlerce kişinin mahkûm edildiği yargılamaların, uluslararası insan hakları standartlarına uygunluğu konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Aynı zamanda, Demirhan vd. kararı AİHM tarihinde çok çok uzun zaman sonra kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesiyle ilgili toplu bir şekilde verilen bir karar olarak ön plana çıkmakta ve Türkiye’deki yargılamaların hukuksuzluk boyutunu ortaya koyması açısından kritik bir öneme sahiptir.

Kararın Hukuki Analizi


AİHM, Yüksel Yalçınkaya kararında olduğu gibi Demirhan vd. kararında da, başvurucuların adil yargılanma hakkı (AİHS madde 6) ve kanunsuz ceza olmaması ilkesinin (AİHS madde 7) ihlal edildiğini tespit etti. Kararın temel hukuki analizini aşağıdaki başlıklar altında inceleyebiliriz:

1. Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz İlkesinin İhlali (AİHS Madde 7) ve Öngörülebilirlik Problemi


Mahkeme, ByLock kullanımının tek başına terör örgütü üyeliği için yeterli delil olamayacağını, bu uygulamanın doğası gereği bireylerin hukuki olarak öngörülemeyen bir suçla ilişkilendirilmesine yol açtığını belirtirken, Türk mahkemelerinin, ByLock’u “sadece Hizmet Hareketi üyelerinin kullandığı bir uygulama” olarak kabul etmesinin, suçun yasallığı ilkesine aykırı olduğunu vurguladı. AİHM’ye göre, bir eylemin suç teşkil edebilmesi için, o eylemin suç olduğunu önceden açıkça düzenleyen bir kanunun bulunması gerekir. ByLock uygulamasını indirme veya kullanma eylemi, Türk Ceza Kanunu’nda terör örgütü üyeliği suçu için açıkça tanımlanmış bir eylem değildir. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi sadece bir fiilin yasalarda açıkça suç olarak tanımlanmasını değil, aynı zamanda bu tanımın belirli, erişilebilir
ve öngörülebilir olmasını da gerektirir.

  • Belirlilik ve Açıklık Sorunu:

AİHM’ye göre, Türk mahkemeleri ByLock uygulamasını terör örgütü üyeliği için “tek başına ve yeterli delil” olarak kabul ederken, bu uygulamanın hangi özelliklerinin (şifreli iletişim, yalnızca belli bir grupla özdeşleştirme vb.) bu suçla ilişkilendirildiğini net bir şekilde ortaya koymamaktadır. Uygulamanın teknik özelliklerinin, kullanıcılar tarafından önceden bilinebilir ve suç teşkil eden bir eylem olarak öngörülebilir nitelikte olmadığı mahkeme tarafından vurgulanmaktadır.

  • Genişletici Yorum Yasağı:

Karar, Türk mahkemelerinin TCK m. 314/2’deki “örgüt üyeliği” suçunu, kanunun lafzında yer almayan bir eylem olan “şifreli mesajlaşma uygulaması kullanma” şeklinde genişleterek yorumladığını göstermektedir. Bu durum, ceza hukukunda kıyas yasağının ihlali anlamına gelir. Hukuk devletinde, bir kişinin suçtan mahkum edilebilmesi için eyleminin, kanunda tanımlanan suçun tüm unsurlarını açıkça karşılaması gerekir. Mahkeme, ByLock kullanımının doğrudan bu suçun maddi unsurunu oluşturmadığını, ancak dolaylı bir “delil” olarak kabul edilmesinin, sanıkların aleyhine genişletici bir yorum olduğunu belirtmiştir

2. Adil Yargılanma Hakkının İhlali (AİHS Madde 6)


Karar, ByLock yargılamalarının çelişmeli yargılama (adversarial process) ve savunma hakkı açısından ciddi eksiklikler taşıdığını ortaya koymuştur. Bu durum, AİHM içtihadında adil yargılanmanın temel taşları olarak kabul edilen prensiplerin ihlali anlamına gelmektedir.

  • Delile Erişim ve Savunma Hakkının Kısıtlanması:

Başvuruculara, kendilerine atfedilen ByLock kullanımına dair ham verilerin (sunucu logları, mesajlaşma içerikleri vb.) tamamına erişim imkânı sağlanmamıştır. Bu durum, savunmanın, aleyhindeki delillerin doğruluğunu, geçerliliğini ve hukuka uygunluğunu sınama hakkını elinden almıştır. Özellikle, delillerin MİT tarafından toplanmış olması, bu delillerin elde edilme yöntemleri ve zincirinin şeffaflıktan uzak olması, hukuka uygunluk tartışmasını derinleştirmiştir.

  • Gerekçeli Karar Sorunu:

Türk mahkemelerinin, ByLock’un tek başına mahkumiyet için yeterli olduğu yönündeki gerekçeleri, AİHM tarafından yetersiz ve şablon kararlar olarak nitelendirilmiştir. Bu kararlarda, sanıkların savunmalarının neden reddedildiği, ByLock verilerinin neden tek başına mahkûmiyete yetecek derecede ikna edici olduğu ve diğer somut delillerle nasıl desteklendiği hususları yeterli derinlikte ele alınmamıştır. Bu durum, anayasal bir hak olan gerekçeli karar hakkının ihlali anlamına gelmektedir.

  • Sistematik İhlal Tespiti:

AİHM, bu kararla birlikte, ByLock’un terör örgütü üyeliği suçlamalarında delil olarak kullanılmasına ilişkin ihlallerin, yalnızca münferit vakalarla sınırlı kalmadığını, Türkiye’de bu konuda sistemik bir sorun olduğunu teyit etmektedir.

Kararın Sonuçları ve Etkileri


Demirhan kararı, bireysel hak ihlallerinin ötesinde, Türkiye’deki yargılama sisteminin işleyişine dair derin yapısal sorunları işaret etmektedir.

  • Yalçınkaya Kararının Devamı ve Pilot Karar Mekanizması:

Bu karar, Yalçınkaya kararıyla başlatılan pilot karar (her ne kadar Türk Hükümeti pilot karar olduğunu kabul
etmese de) prosedürünün bir devamıdır. AİHM, binlerce benzer davanın önünü açmak yerine, Yalçınkaya kararında tespit ettiği yapısal sorunun, Demirhan vd. kararında da teyit edildiğini belirterek, Türkiye’nin bu sistemik ihlalleri gidermesi gerektiği mesajını vermiştir. Ayrıca, Demirhan vd. kararı, AİHM’e yapılan binlerce benzer başvuru için emsal teşkil etmektedir. Bu kararla birlikte, AİHM’in bu tür davalara yaklaşımı netleşmiş olmakla birlikte, bundan sonraki benzer davalarda da aynı ilkelerin uygulanması beklenmektedir.

  • Yargı Bağımsızlığı ve Teyit Etme Sorumluluğu:

Karar, Türk yargı makamlarının, ByLock konusunda Yargıtay’ın ve Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihadına sorgusuz sualsiz uyma eğiliminin, bireysel vakalarda adil ve bağımsız bir değerlendirme yapma yükümlülüğünü gölgelediğini göstermektedir. AİHM, mahkemelerin, içtihatları eleştirel bir gözle değerlendirme ve somut olayın özelliklerine göre karar verme sorumluluğunu hatırlatmaktadır.

  • Yeniden Yargılama Yolu:

İhlal kararı verilen 239 kişi için Türkiye’de yeniden yargılanma yolu açıldı. Bu kişiler, kararın kesinleşmesinin ardından, Anayasa Mahkemesi veya yerel mahkemeler aracılığıyla yeniden yargılanma talebinde bulunabilecekler.

  • Tazminat:

AİHM, bu kararda, ihlal tespitiyle başvurucuların yaşadığı manevi zararın yeterince giderildiğine hükmederek maddi veya manevi tazminat taleplerini reddetti. Yaşanan hak ihlallerinin karşılığı olarak AİHM tarafından tazminata yönelik bu karar, AİHM’nin de kendi iç dinamiyle çekişki yaşadığını ortaya koymuştur.

  • İç Hukukta Gerekli Adımlar:

Karar, Türkiye’deki yargı mercilerinin benzer davalarda ByLock delilini tek başına mahkumiyet sebebi saymaktan kaçınması ve adil yargılanma hakkının güvencelerini daha etkin bir şekilde uygulaması gerektiğini göstermektedir.

Sonuç olarak, Demirhan vd. kararı, ceza hukukunun temel prensiplerinin, özellikle de suçların yasallığı ve öngörülebilirliği ilkelerinin, modern ceza adalet sistemlerindeki mutlak önemini bir kez daha vurgulamıştır. Bu kararla AİHM, Yalçınkaya kararıyla ortaya koyduğu duruşu pekiştirmiş ve ByLock kullanımı nedeniyle verilen mahkumiyetlere ilişkin hukuki ilkeleri daha geniş bir çerçevede uygulamaya başlamıştır. Karar, Türkiye’nin, bu tür kitlesel yargılamalarda insan hakları hukuku standartlarına uygun hareket etme zorunluluğunu ve iç hukuk yollarını bu standartlara göre yeniden düzenleme gerekliliğini açıkça ortaya koymuştur. Bu karar, sadece ihlal edilen hakların tespitiyle kalmayıp, gelecekte benzer yargılamaların önlenmesi için bir yol haritası sunması açısından da akademik ve hukuki çevrelerde uzun süre tartışılmaya devam edecektir.

You may also like

Bültenimize Abone Ol

Önemli gelişmelerden haberdar olun. Sadece hak temelli içerikler.